Erduran

Wednesday, October 26, 2005

Hayvanlar alemi





Bu haftasonu makine genelde yanımda olduğundan orjinal fotolar yakaladım ve bir kısmıyla blogta ufak bir sergi yaptım,,

Kavga etmeyin ayrılın

Zeyno ile Hera



Haftasonu Günerle sahilde gezerken Fatih 'le seçkine rastladık, ikiside köpeklerini almış sahil turu yapıyorlardı.Her ikisinin de köpeği aynı cins Alman kurdu.Ama Fatih'in Zeyno'su henüz yavru ,Seçkin'in Hera 'sı ise yaşını almış gayet güzel bir köpek.Sahilde beraber yürürlerken bizimle konuşmak için durdukları anda köpekler boğuşmaya başladılar,meğerse oyun oynuyorlarmış, ama sahilde gezenler için ve benim fotoğraf makinem için oldukça güzel görüntüler oluşturdular.Özellikle arkadakiufak izleyiciye dikkat...:)

Kış Geldi


Artık kış yavaş yavaş kendini hissettirmeye başladı,bahçede gezinen kedicikler pek ortalığa çıkmaz oldu.Sadece yemek saatlerinde gözüküyorlar artık.Bahçedeki narda çok güzel bir hal aldı.Tabiiki yenecek boyuta ulaşmıyor ama her sene bu dönemlerde çok güzel narlar ortaya çıkarak hoş görüntü oluşturuyor...

Monday, October 24, 2005

Kasksız çıkmam abi

Test sürüşü


Pazar günü öğlen saatlerinde uyandıktan sonra Güner'i aradım.Hava fena değil belki uçmaya gideriz diye ancak onun benim gibi çok hevesi olmadığını anlayınca uçma ya gitmekten vazgeçtik sahilde buluştuk.Havanın güzel olmasını fırsat bilen Güner yeni aldığı Zongshen kros motoruyla sahile geldi.Sonra boş bir arazide test etmem için bana verdi.Daha önce hiç düz vitesli motor kullanmadığımdan biraz tereddüt ettim ama sonra denemeye karar verdim.2-3 kez stop ettirdikten sonra motoru yerinden kaldırmayı başardım.Birkaç tur attıktan sonra ağzım kulaklarımda motoru durdurdum.Hakikaten çok zevkli bir olay.Daha önce scooter kullanmıştım ama bu bayağı farklı.İlginç bir deneyim oldu benim için.Daha sonra dalgakıranda balık tutanlara baktık , biraz da sahilde yürüyüş yaptıktan sonra evlere gitmek üzere ayrıldık.bu motor olayı bayağı sardı, hani diyorum bi tane de ben mi alsam acaba.....

Sahlep


Feshaneden ayrılmadan önce son olarak sahleplemizi içtik, bayağı özlemişim ,tadı harikaydı, ilk fırsatta tekrar içeceğim. Dönüşte sahil yolunu tercih ettik ve yaklaşık 1:30 civarı Silivri'de olduk.

Feshane



Vakti zamanında Osmanlı ordusunun giysi imalatı için inşa edilen Feshane şimdi fuar ve çeşitli etkinlikler için kullanılıyor.Çok geniş bir alana inşa edilen feshane ,içinde uçak dahi üretilebilecek büyüklükte yapılmış.Çok kalabalık ve biraz da sıcak olduğu için kapalı alandaki turumuzu kısa tutarak dışarı çıkıyoruz.Cumartesi gecesi olması sebebiyle oldukça kalabalık olan Feshaneye ulaşım zaten bir dert oldu.Silivri'den takriben 80 km yolu 40 dakikada gelip, geriye kalan 1 km.lik yolu 80 dakikada geçtik.Diyeceğim gitmeye niyetlenenler bence haftaiçi günleri tercih etsinler ya da geç saatler denenebilir.Biz feshaneden saat gece 00:30 civarı ayrılırken yeni gelenler bile vardı, çok geç saatlere kadar feshane açık.

Feshane


Feshane'de gezmeye başladık, fuar alanı gibi,hediyelik eşyalar,yiyecek, giyecek satan çok çeşitli standlar var.Bir de bazı ülkelerin tanıtım odaları var.Bize oldukça renkli görünen Malezya tanıtım ofisine daldık, Pınar burada biraz tanıtım mankenliği yaptı, gayet de başarılıydı biraz da gözler çekik olsa fena olmazdı ama sağlık olsun.Buradan biraz broşür toparladıktan sonra gezmeye devam ettik.

Yol hali


Haftasonu yine aynı ekip ben , Pınar , Şafak, Alpay yola düştük .Bu haftaki ziyaretimiz Feshane'ye oldu.Alpay'ın arabasıyla gittik, sağolsun kendisi yolda hem arabayı kullandı hemde notebookla cd yazdı, sonra onları cd çalarda bize dinletti falan,,,çok yönlü adam böyle olur işte, ...:)

Wednesday, October 19, 2005

Sultanahmet bölüm 3

Ben ,Pınar,Şafak ve Alpay'la başlayan Sultanahmet civarındaki gezimizi kahvelerimizi içerken başlayan yağmur sebebiyle kısa kesmek zorunda kaldık, gerçi bir çok yeri gezmiştik,macun yedik, kestane yedik en son da kahvelerimizi içip Silivri'ye dönüş yoluna koyulduk.Bir Pazar gününü daha böyle bitirmiş olduk.Şimdi Ramazan bitmeden bir gece de Feshane'ye gitme planımız var,, kısmet bakalım..

Sultanahmet Camii

Zaten çok başarılı bir mimari olan Sultanahmet Cami Ramazan ayı dolayısıyla da süslenince seyrine doyum olmuyor.Tüm yıl boyunca turistlerin ilgisini çeken bu yapı Ramazanda daha yoğun bir ziyaretçi kitlesine ev sahipliği yapıyor. Bizde biraz Camiye bakan banklarda oturup gezimize devam ettik...

Sultanahmet


Geçen akşam Ramazan ayında daha da hareketli br yer haline gelen Sultanahmet'e gittik.Oldukça kalabalıktı ,ama bayağı renkliydi.Eski günlerden kalma bir çok gelenek yaşatılmaya çalışılıyor, etrafta macuncular, közde kahve pişirenler, nargileciler, sucuk ekmekçiler, kestaneciler (aldığımızın yarısından çoğu çürük çıktı), doluydu.İlk defa macun yedim ama pek sevmedim, biraz fazla tatlıydı, ayrıca zaten dişler için tam bir facia,,,bir de bu kadar tatlı bişeyin üstüne limon sıkıp yiyenler vardı o da ilginç tabi...Sultanahmet meydanında güzel bir de havuz var yaklaşık 5 dk. da bir fıskiyelerin akış şekli değişiyor, gayet hoştu..

Tuesday, October 18, 2005

Nişan

Nişan pastasını keserken

24/09/2005

24 eylül 2005 tarihinde Pınar'la nişan törenimiz oldu ve artık birlikteliğimiz de bir resmiyete kavuşmuş oldu,bu güzel gecede bizleri yalnız bırakmayan dostlarımıza teşekkürler....

Monday, October 10, 2005

Tablo

Günabatımı fotolarını çok severim ,bulutları da çok severim, hele bir de bunlar birleşip yukarıdaki gibi bir tablo oluşturursa ,direk çekerim kaçırmam.Yağmurlu yarış gününün dönüşünde dağılmaya çalışan bulutlar arasından sızan güneş işte bu resmi çekmemi sağladı ,büyütüp bakmanızı tavsiye ederim.

DTM


Günün esas yarışının başlamasına yakın artan rüzgar sebebiyle biraz üşüsekte,550 beygir gücündeki araçları görünce soğuğu falan unuttuk.Kulaklarımızı sağır eden sesleriyle Audi, Opel ve Mercedesler piste dizildiler.Yarış başlamadan önce yapılan seremoni de hiç fena değildi, gerçi bandonun sesi araçların sesinden pek duyulmadı ama olsun görüntü olarak hoştu.DTM(alman binek otomobiller yarışı) Formula gibi birçok ülkede yıl boyunca yapılan ve Avrupa'da epey ilgi gören bir yarış.Sanırım artık ülkemizde de bayağı bir meraklısı olacak.Zira bu yarışlarda da Mika Hakkinen,Jean Alesi,Heinz Harald Frentzen gibi Formuladan çok iyi tanıdığımız pilotlar var.Oldukça çekişmeli geçen yarışta 1.'liği Gary Paffet alırken 2. sırayı Mika Hakkinen aldı.Yarışta ilk 4 sıra Mercedeslere aitken onları Audiler takip etti.Akşamüstü saat 5 gibi İstanbul Park'tan ayrılırken kulaklarımız hala çınlıyordu.Bir Pazar gününü böyle yarış dolu bitirdik ve evimize döndük.

Yarış Öncesi


Pazar günü , gün boyu yarışlar vardı,Polo Cup ardın Volkswagen ticari araçları akrobasi gösterisi başladı, Caddy ve Tranporter'lar ile bayağı ilginç gösteriler izledik.Gösterilerin ardından Porsche Cup başladı,bu yarışta bir de Türk temsilcimiz vardı ancak arabası mı arızalıdır nedir :)) yarışı yarıya kadar sonuncu sırada takip edip sonrada terk etti.Yağmur yağmaya başladığı için bu yarışta pilotlar daha temkinli gitmeye özen göstersede Polo'lara nazaran daha yüksek tempolu bir yarış oldu:))

İSTANBUL PARK

Geçen haftasonu Pazar günümüzü İstanbul Park'ta geçirdik.Arkadaşımız Cenk'in eşi Nuray Esener Polo Ladies Cup'ta yarışacaktı.Bizlerde yarışa Cenk'in daveti üzerine gitmeye karar verdir.Nuray'ın yarışı saat 11'de olduğu için saat 9'da yola koyulduk.11'e 10 kala tribündeki yerimizi aldık.Yerimiz ana tribündeydi ve start finiş düzlüğünü görüyorduk. Bayanların yarışı başladı 7 tur attılar yaklaşık 35-40 dk. sürdü.Güneş İpektan 1. oldu ve Nuray Esener 3. oldu.Nuray genel klasmandada sezonu bu yarışla 3. olarak kapattı.Arkadaşımızı buradan tebrik ediyoruz.İlk olarak Formula 1 yarışı yapılan İstanbul Park doğrusu harika bir tesis.Başka Formula pisti görmedim ama bu gerçekten kusursuz olmuş.Büyük organizasyonlara da evsahipliği yapıyor.Bizim gittiğimiz günün esas yarış DTM (alman binek otomobilleri tarışıydı).22-23 ekim tarihlerinde ise MotoGP yapılacak...Ve Türkiye artık bu yarışların takviminde her zaman yer alacak.

Kapıyı açarmısınız lütfen???

Yeğenim Emreye bu pozu için teşekkürler....:))